Anne-bebek sektörü ürün sayısının oldukça fazla olduğu bununla birlikte hem ürün hem de müşteri döngüsünün hızlı yaşandığı bir sektör.
Bebekle ilgili ürün kategorisinde oldukça fazla çeşit,renk, desen vb. alternatifler bulunmaktadır. Bu yüzden alışveriş yapabilmek, konunun anne-bebek olmasıyla birlikte hassaslaşan alışkanlıklar, tercihler ve tüm bunların üstüne alternatif çokluğu da eklenince iyice zorlu bir sürece dönüşebiliyor. Bir başka açıdan baktığımızda ise konu bebek olunca dünyanın en güzel e-ticaret sitesini de yapsanız maalesef bazı hisleri elektronik ortamda aktarmanız mümkün olamıyor. Bu şartlar altındada bireyler; ürünleri görmek, denemek, ürünlere dokunmak içgüdüsü ile internet sitesinden daha fazla mağazaları ziyaret etmeyi tercih edebiliyorlar.
Özellikle 0-4 yaş grubuna hitap eden ürünlerin özel bir durumunun olduğuna inanıyoruz. Zira bu ürünlerin hatalı seçimi, yanlış kullanımı gibi durumlarda bir insanın fizyolojik gelişimine etki edebilir. Buradan hareketle önemli bir detayın altını çizmek gerekebilir. Ülkemizde yürürlükte olan kuralları incelediğimizde eğer yarın bir kuaför/berber açmak isterseniz, önce Esnaf ve Sanatkârlar Odası’na gidip çıraklık başvurusu yapmanız, bir süre çalışıp Çıraklık ve Kalfalık Belgesi almanız, sonrasında bir süre daha çalışıp mesleğinizi tescil ettirmeniz gerekiyor. Eğer yarın bir kuyumcu açmak isterseniz benzer bir süreci burada da yaşamanız bazı sınavları ve adımları tamamlamanız gerekiyor.
Ama yarın bebek ürünleri satan bir dükkân açmak isterseniz, gerekli imkânlarınız varsa ticaretinize kısa sürede başlayabiliyorsunuz ve bunun için bir yerlere akredite olmanız gerekmiyor.
Oysa alışveriş alışkanlıklarımıza baktığımızda bu durumun böyle olmaması gerektiğini, herkesin bildiği bir gerçekle ortaya koyuyor. Söz konusu bebekleri olduğunda insanlar daha fazla para harcıyor. Harcama alışkanlıkları da farklılık gösteriyor. Daha kaliteli, sağlıklı ve güvenilir olduklarına inandıkları ürünleri tercih ediyorlar. Kendisi için 100 TL’lik bir ayakkabıyı yeterli görürken bebeği için ortopedik, yürümeye yardımcı, ayağı koruyan özellikli 200 TL’lik bir marka ayakkabıyı tercih ediyor.
Sadece ürünlere baktığımızda bu kadar hassas ve özverili işleyen bir sürecin, bu ürünlerin satıldığı mağaza için de geçerli olması gerektiğine inanıyorum.
Anne-bebek sektöründe perakende mağazacılık ile uğraşanların temel bazı regülasyonlara tabii olması gerektiğini düşünüyorum. Bu regülasyonları çok doğal olarak, anneyi ve bebeği düşünerek bizler ortaya çıkaracağız. Onların sağlığı ve güvenliği konusunda ne kadar hassas olduğumuzu iddia ediyorsak bu regülasyonları ortaya çıkarmakta aynı ölçüde kolay olmalı bizim için. Mağazalarımızın tasarım özellikleri, içinde yer alacak güvenlik tedbirleri, sattığımızın ürünlerin özellikleri ve içerikleri, buralarda çalışanların ilk yardım, bebek bakımı vb konularda eğitim almış akredite kişiler olması bu ve benzeri birçok konunun gündeme alınması ve değerlendirilmesinin faydalı ve elzem olduğunun düşünüyorum.
Anne-bebek sektöründe yer alıp, perakende mağazacılık faaliyeti yürütenler olarak sadece ticari kaygı ile hareket etmek anneye ve bebeğe, onların sağlığına ve geleceğine olumsuz etki edebilecek bazı durumların ortaya çıkmasına sebep olabilir.
Bu sektörde yer alan üreticisinden ithalatçısına, toptancısından perakendecisine kadar herkes bu konuda elini taşın altına koymalı ve sorumluluk almaktan kaçınmamalı. Bu konuda adım atmakta geç kaldığımız her gün, başarıya ulaşmaktan bir adım daha uzaklaşıyor olacağız.